Günümüzde teknolojideki hızlı değişim ve gelişmeler ile birlikte birçok sektörde rekabetin artması, marka ve halkla ilişkiler kavramını bir arada daha fazla duymamızı sağladı. Peki, marka ve halkla ilişkiler arasındaki bağ nedir?
Markalar, sahip oldukları potansiyel müşterileri kaybetmemek ve gelecek olan müşterilerin, markanın bilinirliğini ve tercih edilmelerini sağlamak adına halkla ilişkilerden yararlanır. Peki, nasıl yararlanır;
Öncelikle, markalar maddi ve manevi yönden müşterilere katkı sağlamalıdır. Artık Z kuşağının hakim olduğu bu dönemde markalar kendilerini pazarda konumlandırabilmek için markaların bir kişiliği olmalıdır. Buradaki kişilik kavramı sosyal medyayı etkin kullanmaktan geçmektir. Halkla ilişkilerin buradaki sorumluluğu aslında markaların yol göstericisi olmasıdır.
Markalar aynı zamanda oluşturdukları imajları doğrultusunda itibarlarını koruyarak müşteri sadakati edinmeye çalışırlar. Bunun sebebi var olan müşterilerini hedef kitleleri doğrultusunda daha fazla etkilemek ve kendi markalarını tercih etme sebeplerini arttırmaktır. Burada da markaların tercih ettiği iletişim çalışmaları halkla ilişkiler olmaktadır.
Günümüzde markalar, iletişim çalışmaları doğrultusunda logoları, stratejileri, reklamları, müşterilerine olan ilgi ve alakaları, sosyal medyada aktif kullanmaları gibi basit görünen ama müşterinin karar vermesine etken olan durumları yönetmede eskiye oranla daha dikkatli olmalı süreçleri yönetmede muhakkak iletişim çalışmaları adına faaliyetlerde bulunmalıdır.
Halkla ilişkiler sayesinde markalar kurumsal iletişim çalışmaları, güven sadakat unsurlarını kullanarak markalar tarafından yaratılan imajın halkla ilişkiler aracılığıyla halka ulaştırılmasını sağlayarak kitleler üzerinde etki yaratmaya bugünde yarında devam edecektir.
