Bu hafta, hayatımızın herhangi bir döneminde bizlere yol arkadaşlığı yapan mentörlük kavramından, hayatımızda mentörlüğün yeri ve tersine mentörlük kavramına neden ihtiyaç duyduğumuzdan ve yaşanan örneklerinden bahsedeceğiz.
Burcu Tulumcuoğlu
Ege Üniversitesi
Hayatımızın bir yerinde belki üniversite eğitimi aldığımız yıllarda, belki de iş hayatına atıldığımız zaman mentörlük kelimesini mutlaka duymuşuzdur. Duymayanlarımızın olabileceğini düşünerek mentörlük nedir? sorusunun cevabını kısaca açıklamak istiyorum. Mentörlük; tecrübeli olduğunuz bir alanda yapılan rehberlik, yol arkadaşlığı olarak tanımlanabilir. Kelime kökenini mitolojiden alır ve çok hoş bir hikayesi vardır. Homeros’un Oddyseia Destanı’nda Kral Ulysses savaşa gitmeden önce oğlu Telemachus’u en yakın arkadaşı, kadim dostu olan Mentör’a emanet eder. Kralın savaşta kaldığı yirmi yıl boyunca Mentör prense akıl hocalığı yaparak onu geleceğe en iyi şekilde hazırlar. Yüzyıllardır hayatımızda olan bir kelimenin doğuş hikayesi ne kadar anlamlı değil mi?
Hikâye Eski, Yaklaşım Yeni
Mentörlüğün çok değerli bir olgu olduğuna hiç şüphemiz yok. Fakat değişen Dünya düzeniyle bu olguda da değişim olmazsa olmaz hale geldi ve tersine mentörlük ortaya çıktı. Önde gelen iletişim uzmanı Prof. Alvin Toffler’ın dediği gibi’21.yüzyılın cahili okuyup yazamayanlar değil, öğrenemeyen, eskiden öğrendiklerinden gerektiğinde vazgeçemeyen ve yeniden öğrenemeyenler olacaktır.’ Geleneksel mentörlük kavramını tersine çeviren bu yeni yaklaşım öğrenmeyi teşvik eden ,jenerasyonlar arası ilişkileri kolaylaştıran ,kişiler arası bağları kuvvetlendiren ,değişim odaklı bir uygulamadır. Menti; üst düzey, deneyimli bir yönetici iken mentör ise genç, düşük kıdemli belki de şirkete yeni alınmış bir yol arkadaşıdır. Şirketlerin bu yeni yaklaşıma ihtiyaç duymalarındaki en önemli faktör hiç kuşkusuz değişimdir. Günümüzde birçok şirket Baby Boomer olarak adlandırılan (1946-1964 yılları arasında doğanlar) veya X Kuşağı olarak adlandırılan (1964-1980 yılları arasında doğanlar) çoğunlukla tepe veya orta yönetici statüsünde bulunuyor. Fakat şirketlerin daha alt kademelerinde Y Kuşağı (1981-1995 yılları arasında doğanlar) çoğunlukla aktif roldeler…Hatta önümüzdeki beş yıl içerisinde Z Kuşağının da (1996 yılından sonra doğanlar) onlara katılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Haliyle de ortada ‘kuşak çatışması’ denen kaçınılmaz bir sorun beliriyor. Global şirketlerde jenerasyon problemlerinin yanı sıra kültür farklılığı gibi problemler de yaşanıyor.
Neden Tersine Mentörlüğe İhtiyaç Duyulur?
Tersine mentörlüğün temelleri 1990’lı yılların sonlarında General Electric’in eski CEO’su Jack Welch tarafından atıldı. CEO kendi jenerasyonunun bilgi teknolojileri alanındaki gelişmelere uyum sağlamaktaki problemini fark ederek genç nesilden bu konuda yardım almayı düşündü. Ters mentörlüğün en önemli amacı; bilineni yıkıp, baştan yaratmaktır. Bu sistemin şirketlere sayısız faydası vardır. Öncelikle kuruma dışardan bir danışman getirmek her zaman doğru reaksiyonu veremeyebilir. Tersine mentörlük kurum içi aidiyet duygusunu, iç iletişimi, kurum kültürünü doğrudan güçlendirebilecek uygulanması oldukça kolay bir sistemdir. Değişimin olduğu her yerde sağlıklı bir iletişim ortamı mutlaka sağlanmalıdır. Bu süreçte mentör olan kişi; liderlik özelliklerini geliştirirken, kurumun yapısını mentör kişisinden öğrenebilir. Unutulmamalıdır ki bilgi kadar tecrübe de değerlidir. Aynı şekilde menti de yeni teknolojileri öğrenme ve uygulama, diğer jenerasyonların bakış açısı, istekleri, beklentileri yönünde bilgi sahibi olma konusunda bu programla kendisine çok şey katabilir. Kurum içi sinerjiyi yakalamak için büyük bir adım atılmış olur.
Yeni Hikâyenin Avantajları
Aslında iki hikâyenin de temelinde yatan amaç aynıdır. Bakış açısı değişimi ve perspektif bilgi akışı…Teknolojinin gelişmesiyle beraber bilgiye erişim çok kolay bir hal almış fakat bilgi kirliliğini de beraberinde getirmiştir. Karmaşa ve belirsizliğin hâkim olduğu bu yeni düzen içerisinde tepe yöneticiler teknik alanlarda kısmen yetersiz kalabilirken, alt kademelerde görev alan kişiler Y Kuşağının teknoloji odaklı yaşamasının en büyük sorunu olan yüz yüze iletişimin eksikliğini çekiyor. İşte tam bu noktada yeni hikâye devreye girerek jenerasyonlar arasında köprü görevi üstleniyor.
Peki Ya Başarı Nasıl Gelir?
Rekabetin hızla arttığı yeni Dünya düzeninde şirketler diğerleri arasından sıyrılabilmek, yeni nesil müşterilerle bağ kurabilmek için bu yeni yaklaşımı benimseyebilirler. Fakat başarı sağlayabilmeleri için kullanmaları gereken anahtarlar vardır.
*Öncelikle projenin ayrıntıları belirlenmelidir. Yapılan araştırmalar sonucunda bu sürecin pazarlama, ürün geliştirme gibi iletişimin temel alındığı departmanlarda daha verimli olduğu saptandı. Ayrıca proje süresinin minimum 6 ay olması öneriliyor.
*Strateji ve konsept seçimi: Her projenin başarısı detaylarda saklıdır. Titizlikle seçilen her detay başarıya giden yoldaki taşlardır.
*Kilit nokta: Eşleşmelerin belirlenmesi: Mentör ve mentilik daha önce de belirttiğim gibi gönüllü bir yol arkadaşlığıdır. Bu arkadaşlığın başında kurallar, beklentiler belirlenmeli, öğrenmeye istekli ve değişime açık olunmalıdır. Çift yönlü iletişimin sağlıklı bir akışta ilerlemesi için şeffaflık ve güven mutlaka sağlanmalıdır.
Dünya’dan ve Türkiye’den Örnekler
*Astra Zeneca firması Türkiye’nin En İyi İşverenleri arasında yer alarak 2 yıl üst üste ‘Great Place To Work’ ödülünü almaya hak kazanmıştır. Birçok global ve ulusal firmaya tersine mentörlük alanında destek veren Dinamo Danışmanlık ve Astra Zeneca iş birliğinde 2016 yılından beri gerçekleşen proje bugüne kadar her yeni aşamada farklı kişileri eşleştirerek 40 menti ve 120 mentör sayısına ulaştı.
*Eczacıbaşı Holding’in ‘x@y’ adını verdiği ters mentörlük uygulaması 2015 yılında firma tarafından hayata geçirildi. Çalışmanın konsepti sosyal medya, dijital trendler ve mobil uygulamalar üstüne kurulu. Holding CEO’su Erdal Karamercan konuyla ilgili yaptığı açıklamada biri bilgi iletişimi, biri ekonomist. Diğeri de pazarlama alanında olmak üzere 25-30 yaş aralığında üç kişilik bir mentör ekibi olduğunu dile getirdi.
*Yıldız Holding ‘Usta Çırak Buluşmaları’ adını verdiği projesiyle geçmiş ile geleceği buluşturmayı amaçladı. Ustadan çırağa geleneksel mentörlük, çıraktan ustaya ters mentörlük akışından ilerleyen proje 6 ay süresince 12 usta ve 36 çırakla gerçekleşti.
*Microsoft: Microsoft Norveç Genel Müdürü Michael Jacobs, iş ortağı yöneticisinden yeni dijital iletişim araçları ve trendleri ile ilgili bilgiler almıştır. Jacobs’a göre tersine mentörluk, mentiye bir sonraki neslin kim oldukları, neye değer verdikleri ve onlarla nasıl iletişim kurulacağına dair fikir vermektedir.
*Tesco: İngiltere’nin en büyük süpermarketler zincirini oluşturan Tesco’nun CEO’su Philip Clarke, İngiliz süpermarket teknolojilerinin araştırma bölümünde görev yapan 28 yaşındaki genç bir çalışanından ayda bir kez tersine mentörluk eğitimi almıştır. Clarke, gelecek 10-20 yılda müşterilerin alışverişte nelere odaklanacağını anlamak için çalışanından çok şey öğrendiğini ve bu mentörluk buluşmalarının dijital dünyayı ve yeni müşterileri anlama konusunda yardımcı olduğunu açıkladı.