Orkide Gökhan: Odağımız “Yeni Nesil İletişim Kafası”

Mülakat Kahvesi’nin konuğu Contact Plus Genel Müdürü Orkide Gökhan ile Contact Plus’ın hikayesini, ajans mottoları “Yeni Nesil İletişim Kafası” ve Covid-19 sürecini ele aldık. Keyifli okumalar dileriz.

Öykü Deniz Çam – Halklailiskiler.co İçerik Yöneticisi
oyku@halklailiskiler.co


Merhaba Orkide Hanım, Mülakat Kahvesi’ne hoş geldiniz. Kendinizden ve ajansınız Contactplus İletişim’in girişim hikayesinden bahseder misiniz?

İzmir Bornova Anadolu Lisesi, Paris Sorbonne Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü ve Los Angeles’daki UCLA’de eğitim aldım. Eğitimimin ardından bir süre Show TV’de, sonrasında ise below-the-line bir reklam ajansında tecrübem oldu. Ardından yaklaşık 8 yıl boyunca Türkiye’nin önde gelen halkla ilişkiler ve iletişim ajanslarında görev yaptım. Aralarında Microsoft, McDonald’s ve Danone gibi firmaların da bulunduğu birçok müşteriye marka yönetimi, stratejik medya planlarının oluşturulması yürütülmesi, operasyonel iletişim faaliyetlerinin planlanması gibi alanlarda destek verdim.

2004 yılında ise Contactplus’ı kurarak iletişim danışmanı kimliğimin yanına girişimci kimliğimi de ekledim. Profesyonel hayatımın yanında, sivil toplum alanında da aktif olarak görev alıyorum. 2012 yılında Entrepreneurs Organization’ın Türkiye Chapter’ının kurucuları içinde yer aldım. Dört dönem boyunca Pazarlama ve İletişimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptım. KAGİDER Yönetim Kurulu Üyeliği görevim ile de kadın girişimciliğinin Türkiye’de gelişmesine yönelik projelerde yer aldım.

Contactplus İletişim Hizmetleri olarak, farklı sektörlerden geniş bir müşteri portföyüne sahibiz. Medya iletişimi, marka itibar yönetimi ve dijital strateji danışmanlığı gibi yeni nesil iletişim çözümleri sunuyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz 360 derece iletişim çözümleriyle online ve offline medyaya yönelik stratejiler üretmeyi sürdürüyoruz. “Yeni nesil dijital iletişim üssü” olma hedefiyle hareket ederek, yenilikçi çizgi altı reklam tasarımları ve dijital pazarlama stratejileriyle danışmanlık sunduğumuz markaların iletişim dilini oluşturuyoruz. Tüm bu faaliyetlerimize paralel olarak yurt dışındaki iş ortaklarımız aracılığıyla müşterilerimize uluslararası alanda da hizmet sunuyoruz.

Kurumumuz, bütünüyle sıfır sermayeyle kurulan ama tüm ekip olarak hep birlikte inancımız ve çabalarımızla bugünkü noktaya gelme başarısını gösteren bir şirket. Hizmet sunduğumuz müşterilerilerimizin aldıkları yatırım destekleri ve şirket satın alımları da ne kadar doğru bir iletişim stratejisi yürüttüğümüzü kanıtlıyor. Bugüne kadar müşterilerimiz arasında yer alan 13 şirket hisse devri yoluyla satılırken, 26 şirket de yatırım alarak büyüdü.

Geçtiğimiz yıl, Campaign Türkiye’ de yazdığınız bir yazınızda “Yeni Nesil PR Kafası” olarak adlandırdığınız bir süreç var. Nedir “Yeni Nesil PR Kafası”?

Artık medya iletişim süreçlerini birbirinden bağımsız düşünmek olanaksız. Teknoloji ve teknoloji trendleri her sektörde olduğu gibi iletişim sektörünün de pratikleri ve iş yapış şekillerini değiştirmeyi sürdürüyor. Online ve offline iletişim ayrımının ortadan kalktığına düşünüyor, medya iletişimi, itibar yönetimi, dijital strateji danışmanlığı ve kreatif süreçlerin tek bir noktada buluşması gerektiğine inanıyorum.

Biz de bu paralelde geçtiğimiz yıl “yeni nesil PR kafası” olarak adlandırdığımız bir stratejiyi hayata geçirdik, uyguladığımız bütünlüklü stratejinin kısa sürede elde ettiği başarı ve müşterilerimizden gelen geri dönüşler doğrultusunda stratejimizi genişleterek mottomuzu “yeni nesil iletişim kafası” olarak konumlandırdık.

Bugün, geçtiğimiz dönemde sıkça duyduğumuz PR ajanslarının yerini dijital ajanslara bırakacağı söyleminin de gerçekleşmediğine şahit oluyoruz. Hayatın her alanında olduğu gibi iletişim sektöründe de dönüşüme ve değişime odaklananlar bu süreçte de kazanan taraf oldu. Biz bu süreci en başından itibaren uzun soluklu bir projeksiyonla planlamıştık. Bu sebeple bu dönüşüm bizler için çok kolay oldu.

“Yeni nesil iletişim kafası” stratejimizle, geleneksel iletişim süreçlerinin yanında müşterilerimize yenilikçi çizgi altı reklam tasarımları ve dijital pazarlama hizmetleri de sunuyoruz. Farklı ekiplerdeki tüm arkadaşlarımız birbirleri ve müşterilerimiz ile birebir iletişimlerini hiç koparmıyorlar. Önümüzdeki dönemde de iletişimin bir bütün olduğuna inanan kurum kültürümüzle değişime odaklanmayı sürdüreceğiz.

Farklı sektörlerden güçlü markalarla çalışıyorsunuz. Başarılı bir marka yönetiminin olmazsa olmazı için ele alınması gereken noktalar sizce nelerdir?

Benim için iletişim, öncelikle müşteri ile sizin aranızda başlıyor. Bir markayı tanıtmak ve onu büyütmek için önce onu yaşamalı ve ona inanmalısınız. Bunun için de elbette müşterilerinizi kendiniz kadar iyi tanımanız, ihtiyaçlarını herkesten önce sizin tayin edebilmeniz, hem onlardan biri hem de dışarıdan bir göz olmayı başarabilmeniz gerekiyor. Öte yandan belirlediğiniz stratejiye sadık biçimde ilerlerken, hayal kurmaktan, yaratıcılıktan ve yeni gelişmeleri kucaklayan hızlı kararlar almaktan da kaçınmamalısınız.

Sabır, detaylara önem vermek ve pratik olmak da son derece önemli. Stratejik düşünme yetisi ve empati de olmazsa olmazlardan. Kadın erkek ayırmaksızın, yaratıcı yönü gelişmiş, toplumun sosyolojik yapısını iyi analiz edebilen ve analitik düşünce ile sezgilerini birleştirebilen her birey, hem başarılı bir girişimci hem de başarılı bir iletişimci olabilir. Marka yönetiminde attığınız adımların kime ne şekilde ulaştığını, hem gözlem hem de analitik metotlarla inceleyerek, stratejinizi bunlar ışığında güncel tutmalısınız. Yaptığınız işe inanıyorsanız, gereken özen ve önemi gösteriyorsanız ve tabii ki bir de işinizde iyiyseniz başarıyı mutlaka yakalarsınız.

Markaların çeşitlenen beklentileri doğrultusunda dijitalleşme hızla önem kazanıyor. Bu dijital sürece, birçok markaya hizmet veren bir ajansın yöneticisi olarak siz bu sürece nasıl adapte oluyorsunuz?

Biz bu adaptasyon sürecinde, sürece uyum sağlayan değil, bu süreçte aktif olarak rol alan bir ekip olduk.Kariyerimin başlarında pek çok farklı projenin içinde yer almış olmam sayesinde, iletişimin her alanına dokunarak, farklı deneyimler yaşama ve müşteri serüvenlerini farklı açılardan gözlemleme olanağım oldu. Bir süre sonra reklam ve iletişim ajanslarındaki tecrübelerimi birleştirerek, kendi girişimimi hayata geçirme ve sektöre yeni bir dinamik kazandırma kararı verdim. Farklı projeler içinde yer almam sebebiyle esnek iş modellerine adapte olabilen bir ekibin gerekliliğine inanıyorum.

Her geçen gün gittikçe büyüyen bir ekibiz. Halen 30 arkadaşımızla faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. En güçlü yönümüzün ekip yapımız olduğunu düşünüyorum. Ekibimizde yer alan tüm arkadaşlarımız dijital iletişim konusunda tecrübeli kişiler.

Bünyemizdeki medya ekibimizde, basın deneyimi olan çok sayıda medya danışmanı arkadaşımız görev yapıyor. Bunun yanı sıra müşterilerimizin iş süreçlerini koordine eden ve yöneten bir müşteri ilişkileri ekibimiz de bulunuyor. Müşteri ekibimizdeki arkadaşlarımız, çalışmalardaki süreçlerin yönetilmesini üstleniyorlar. Şirketimiz bünyesindeki kreatif ekibimizde görev yapan arkadaşlarımız ise basın bültenlerinin hazırlanması gibi işimizin metinle ilgili kısımlarını sürdürüyor. Metin yazarlarımızın da hepsi daha önce basın deneyimine sahip isimler.

Bugün, Koronavirüs salgının etkilenmediği sektör neredeyse kalmadı. Yeni elde ettiğimiz değişmelerle birlikte, hem halkla ilişkiler sektörü tarafında hem de iş süreçlerinizi yürüttüğünüz markalar tarafında virüs sonrası öngörüleriniz nelerdir?

Halkla ilişkiler sektörü de her sektör gibi salgının yarattığı olumsuz etkilerden etkilendi. Biz de bu güncel gelişmelerden kısmen etkilensek de kısa sürede sürece uyum sağlayarak planlamalarımızı farklı senaryolar üzerinden yeniden kurguladık.

Bu dönemde video görüşme imkanı veren programların öneminin farkına vardık. Tüm iş süreçlerinin online olarak yürütülmesi ve uzaktan çalışmak birçok şirket ve çalışana yeni yetenekler kazandırdı. Biz de bu duruma çok kısa sürede adapte olduk ve ekip olarak verimliliğimizden hiçbir şey kaybetmedik. İş süreçlerin dijitalden yönetilmesini sağlayan bu sistemin koronavirüs salgını sonrasında da kısmen kullanılmaya devam edeceğini düşünüyorum. Müşterilerimizin birçoğunun da bu sisteme kısa sürede entegre olduğunu gözlemledik. Bu dönemde sektör online basın toplantılarıyla tanıştı. Biz de farklı sektörlerde faaliyet gösteren müşterilerimizin basın toplantılarını dijitale taşıdık ve basın tarafından yoğun ilgi gösterilen dijital basın toplantılarına imza attık.

Önümüzdeki dönemde özellikle rutin toplantılar gibi görüşmelerin video konferans sistemleri aracılığıyla yapılacağını öngörüyorum. Teknoloji bizlere her geçen gün daha gelişkin olanaklar sunuyor. Bu dönemin en büyük kazanımlarından birinin de bu olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki dönem için bir yandan yurtdışı ile bağlantılarımızı güçlendirirken, bir yandan da mevcut müşterilerimizle günü yakalayan işler yapmaya devam ediyoruz. Gelecekte de, daha aktif ve daha yaratıcı olmayı, bizi gururlandıracak projelerin altına imza atmayı sürdüreceğiz.

Sektörümüzdeki genç meslektaşlarınıza ve iletişim öğrencilerine önerileriniz ve söylemek istedikleriniz…

İçimizdeki gücü keşfederek hareket ettiğimizde önümüzdeki tüm engelleri aşabilecek potansiyele sahibiz.Her şeyden önce en önemli önerim hata yapmaktan korkmamaları ve kendilerine her koşulda güvenmeye devam etmeleri. Benim kuşağım ve belki bir sonraki kuşak için hata yapmak korkulu bir rüya gibiydi. Yanlışların telafisinin olmayacağına ve hataların bizi başarısızlığa sürükleyeceğine inandırılmıştık. Bu durum günümüzde oldukça değişti. Artık gençler yeni fikirlere açık olmaları ve araştırmacı yapıları sayesinde, kendilerinin dışındaki dünya ile çok hızlı entegre olabiliyorlar.

Devlet destekli kimi eğitimler ve sermaye yardımlarının yanı sıra, KAGİDER ve EO gibi dernekler ve vakıflar çok çeşitli projeler geliştiriyorlar. Üniversitelerde girişimcilik kulüplerinin yaygınlaşmaya başlaması da iletişim öğrencilerine yol gösterici bir işlev görüyor.  Eğitim ile desteklenen, tutku, yenilikçilik ve sabırla harmanlanan bir yolda ilerlemeleri onları başarıya taşıyacaktır. Sadece fikir sahibi olmak değil, onu hayata geçirebilmek, pazar, yatırımcı, ortaklar ve çalışanlar arasındaki denklemi anlayabilmek de hayati önem taşıyor. Bu nedenle, genç meslektaşlarınıza ve iletişim öğrencilerine en büyük tavsiyelerimden biri, kurum ve kuruluşları yakından takip etmeleri ve kendilerine fayda sağlayacağına inandıkları eğitimlere katılmaları, kendilerini geliştirmeleri.  Özellikle öğrenim sırasında elde edinilen tecrübenin hem profesyonel iş yaşamı hem de girişimcilik açısından büyük önem taşıdığına ve öğrenim süresince aktif olarak çalışma hayatının içinde yer alınmasını gerektiğine inanıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Yazılar