Mülakat Kahvesi’nin bu haftaki konuğu Mois İletişim & Etkinlik Yönetimi Ajans Başkanı Burak Özcan.
Burak bey ile pandemi döneminde iletişim ve proaktif kriz yönetimi ile ilgili yürütülen çalışmalara dair bir sohbet gerçekleştirdik. Keyifli okumalar!
Cennet Şahin
Halklailiskiler.co – İçerik Editörü
Merhaba Burak Bey, Mülakat Kahvesi’ne hoş geldiniz. Kendinizden ve Ajans Başkanı olduğunuz Mois İletişim & Etkinlik Yönetiminden bahsedebilir misiniz?
Markalara stratejik iletişim danışmanlığı, dijital iletişim, kreatif hizmetler, etkinlik yönetimi, prodüksiyon, medya ilişkileri hizmetleri sunuyoruz. Kendimizi reklam ajansı, dijital ajans ya da etkinlik ajansı olarak değil bir ‘iletişim ekibi’ olarak tanımlıyoruz. İletişim alanı ile ilgili altı ana başlıkta aktif olarak içerikler üretiyoruz. “İçerik her şeydir ama her şey içerik değildir” yaklaşımı ile markaların iş ve iletişim hedeflerine uygun stratejiler geliştiriyoruz. Mois ile iş birliği yapan markalara kendimizi kısaca şöyle anlatıyoruz; “Vitamini İçeriğinde”.
Ajansın kuruluş amacı ve girişim süreçleri nasıl ilerledi?
Bir iletişim yöneticisi olarak mesleki bir felsefem var; “İletişim işinin fabrikası olmaz.” Çünkü ‘akıl teri’ ile değer yaratmaya, başarı yakalamaya çalışıyoruz. O kadar özel, o kadar hassas bir mesleğe sahibiz ki, hazırladığımız bir kampanya, yaptığımız bir film, yazdığımız bir basın bülteni marka için büyük bir öneme sahip. Markayı önemli yerlere taşımayı sağlayabildiği gibi ciddi krizlere de sebep olabilir. Özenle, hassasiyetle hazırlanmalı. Marka, doğru ellere teslim edilmeli. Bu bakış açısı ile 2016 yılında hizmet ürettiği markalarla daha fazla ilgilenmek ve özgün içerikler üretmek hedefi ile Mois’i kurma kararı aldım. Çok yönlü içerik üreten bir ekip olmamız ürünle, marka ile daha fazla bir arada olmayı gerektiriyor.
Mois’i kurma cesaretini bana veren değerli eşim Mine’dir. Hiçbir şey tek başına olmaz. Bir yol arkadaşınız mutlaka olmalı. Mois’i bugüne birlikte ulaştırdık. 2016 yılının 1 Temmuz’unda kuruluşu tamamlayıp işe başladıktan sonra 15 Temmuz süreci yaşandı. Kriz dönemiydi. Sadece ticaretin değil, hayatın durduğu o zor dönemde hep yanımda oldu. Krizler her zaman kendi fırsatını doğurur. O dönem ilk müşterimiz olan Avusturya merkezli Schmid Industrie Holding’e bağlı Austrotherm Türkiye, hala müşterimiz. Yani ilk müşterimiz hala müşterimiz. Bu çok kıymetli bizim için. Mois’in serüveni için zor bir başlangıç oldu ama o dönem yaşadıklarımız bugün için birer deneyime dönüştü. Bugün tüm dünya pandemi krizini yaşıyor ne yazık ki. Sadece ticaretin değil, hayatın durduğu biz dönemin içindeyiz. Mois ekibi olarak uzmanlığımız, mesleki bakışımız ve geçmişten öğrendiklerimizle yeni markalar kazandık bu dönemde. Sağlam adımlarla ilerliyoruz. Başarı hırsımız, heyecanımız hep var. Bizi, hizmet ürettiğimiz markalara bağlayan da bu tatlı duygular.
Pandemi döneminde “Marka İletişim ve Proaktif Kriz Yönetimi” nasıl yürüttünüz ve bundan sonraki süreçte nasıl yürütülmelidir?
İçinde bulunduğumuz durum toplumsal kriz haline dönüşmüş durumda. Toplumsal krizin olduğu bir ortamda, pazarlama ve ürün odaklı iletişim yapmayı doğru bulmuyorum. Toplumsal faydanın olduğu, birlik ve beraberlik mesajı veren içerikler olmasını tavsiye ediyoruz.
Kriz dönemlerinde markaların sessiz kalmaları ve iletişimi kesmeleri çok nadir durumlarda iyi olabilir. Bu dönemde tüketici ile iletişimi durdurmak veya sürdürmek, önemli bir kriz kararı olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönemlerde asıl önemlisi iletişim tonudur. Markanın attığı adımın “krizi fırsata çevirme” algısı taşımadığından emin olmak için hassas bir denge kurmak gerekmektedir.
Kriz döneminde hedef kitleyi anlayan, yanında olan bir marka olmayı önemli bir iletişim stratejisi olarak görüyorum.
Pandemi krizi sürecinde Mois ekibi olarak markalarımıza tavsiyelerimiz şu yönde oldu;
- Çalışanlarımızın güvenliği ve mutluluğunu ihmal etmeyelim
- Mevcut iletişim planını gözden geçirelim
- Bu dönemi fırsata çevirmeye çalışmayalım
- İletişimi durdurma veya sürdürme kararını verelim
- Bu döneme uygun bir içerik planı oluşturalım
Özetle pandemi krizinde; ürün ve pazarlama odaklı iletişim, yerini marka odaklı iletişime bıraktı diyebiliriz.
Bugün yaşadığımız dönemde anlık tepki vermek oldukça önemli. Bir reklamın, kısa sürede ses getirmesi için hangi süreçlere dikkat ediyorsunuz?
Reklam aslında hedef kitleyi kendisine çeken bir içeriktir. Markalar arası rekabette üstünlük sağlamak, daha fazla farkındalık yaratmak için önemli bir araçtır. Reklam yoluyla marka farkındalığının yaratılması ve tüketicilerin beklentilerinin etkilenmesi önemli. Farkındalık düzeyinin yüksek olması reklamın da başarısını önemli bir göstergesidir.
Reklamı hedef kitle gözünde farklı kılan, kısa sürede ses getirmesini sağlayan unsur “yaratıcılık” diyebiliriz. Reklamda yaratıcılık yalnızca yapılan işin ve tanıtımı yapılan markanın bilinirliği artırmakla kalmaz, ajansın da itibar kazanmasına yardımcı olur.
Ajans için içerikleri çalışırken çok ama çok önemli bir temel gerekli. “Breif.” Kaliteli bir “brief” daha doğru bir iş çıkmasını sağlar. “Doğru iş” ifadesinin altını çizmek istiyorum. Yaratıcılık uğruna ana fikirden kopmamak kıymetli. Bazen iş neyi gerektiriyorsa onu yapmak lazım. Yaratıcılık dediğimiz şey aslında basit, sade düşünmek ve onu göstermektir. Elbette ki yaratıcı bir içerik hazırlığı sürecinde dikkat ettiğimiz unsurlar var; çok sık karşılaşmadığımız şaşırtıcı ögeler barındırmasına çalışıyoruz. Ya da ürünü, karakterleri farklı kullanımlar ya da fikirlerle ilişkilendiriyoruz. Basit fikirlerle ilgili çekicilik sağlanmaya çalışıyoruz. Bazen de birbiriyle alakası olmayan objelerin bir araya getirilmesi ile yaratıcı bir iş oluşturabilir. Buna biz “sentez” diyoruz. Bunların yanında üretilen fikrin artistik değerinin de gösterilmesi önemli. Prodüksiyon kalitesi, akılda kalıcı bir müzik gibi…
Tabi başarılı reklam sadece ses getiren reklamdır demek doğru olmaz. Bütüncül bakmak gerekli. Hatırlanabilir ve uzun ömürlü olması, en az harcamayla en fazla kişiye ulaşması, ürün pazarlanmasına pozitif etki etmesi de reklamın başarısı için değerlendirilecek unsurlardır.
Son olarak hem iletişimci hem de halkla ilişkiler öğrencileri için kişisel-meslekî gelişimlerine katkı sağlayacak önerilerde bulunur musunuz?
İstanbul Medipol Üniversite’sinde iletişim derslerime katılan öğrencilerime söylediğim şeyleri buradan da ifade etmek istiyorum. Pazardan domates alırken yaptığınız şeyi markalarınız için de yapın. Hani yumuşak mı ya da sert mi diye bakarsınız ya da pahalı ya da ucuz mu diye farklı tezgahları gezersiniz. Yani araştırırsınız. İşte iletişimde her şeyin temeli araştırma ve okumak. Markayı ve ürünlerini iyi tanıyın, rakipleri analiz edin, pazarın ihtiyaçlarını hatta pazardaki sorunları öğrenin. Kitle iletişim araçları artık çok gelişti ve gelişmeye devam ediyor. Arama motoru araçları daha verimli ve doğru kullanın. Ve son olarak bol bol reklam izleyin ve iletişim projeleri okuyun. Her yıl Halkla İlişkiler Derneği’nin “Altın Pusula Ödülleri”, İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği’nin “PRİDA” ödülleri, Reklamcılar Derneği’nin “Kristal Elma” ödülleri ve buradan ismini yazamadığım birçok sektörel ödül veriliyor. Bu platformlardaki işler dijital mecralarda da yayınlanıyor. Mutlaka bakın, okuyun. Gayret edin ve yapmaya çalışın. Planlanırsa olur.