DM’den: Haluk Sicimoğlu

Bu hafta reklam dünyasında kalıcı iz bırakan ve büyük fikirlere imzasını atmış olan büyük usta Haluk Sicimoğlu ile kahvelerimizi uzaktan uzağa yudumlayarak, samimi ve keyifli bir DM’den sohbeti gerçekleştirdik. Keyifli okumalar!

Cennet Şahin
Halklailiskiler.co – İçerik Editörü

1-Merhaba Haluk Bey, DM’den sohbetimize hoş geldiniz. İlk sorumuz ile başlayalım… Büyük markaların tüketicilere ve müşterilere karşı sorumlulukları daha fazladır. Büyük markalarla proje yürüten bir ajans olarak müşterinizin “işte bu!” dediği işler yapmak için nasıl bir süreç yürütüyorsunuz?

Tüketiciye “işte bu” dedirtebilmek için her şeyden tüketiciyi anlamamız gerektiğini düşünerek yola çıkarız. Tüketiciyi sadece “tüketen” biri olarak görmenin yetmediğini düşünürüz. Bizce “tüketici” diye bir kavram yoktur. Sadece “insanlar” vardır.

İnsanların kararlarının yüzde doksan beşinin duygusal beyinde bilinçaltından verildiği gerçeğini hiçbir zaman unutmayız. Bu bulgu, sayısız araştırmayla doğruluğu ispatlanmış bir gerçeği yansıtmasına rağmen sürekli unutuluyor. Biz bu gerçeği her zaman dikkate alarak yola çıkar ve markamızın hedefindeki insanları duygusal boyutlarıyla anlamaya çalışırız. Eğer hedefimizdeki insanın duygusal zorluklarını anlarsak ve markamızın bu zorluklardan biri için çözüm olabileceği bir boyutunu bulup ikisini birleştirirsek ortaya “işte bu” dedirtebileceğimiz bir fikir çıkacağına inanırız.

Örneğin Biscolata kampanyasını hazırlarken kadınların yüceltilmeye ihtiyacı olduğu saptamasından yola çıktık. Kadınları yüceltmenin yollarından biri, onları içinde yaşamaya mecbur bırakıldıkları erkeklere ait bir dünyadan çıkararak, kadınlar için özel olarak yaratılmış bir dünyaya taşımaktı.

Çikolatanın insanlara verdiği mutluluk duygusu ve Biscolata’nın sahte değil gerçek çikolatayla yapıldığı gerçeği de bu fikrimiz için harika bir zemin oluşturdu. Özenli bir hikayeleştirme ve prodüksiyon süreciyle de istediğimiz sonuca ulaştık.

2- Reklamcılıkta iyi bir fikir hemen sükse yapar diyebilir miyiz?

Evet kesinlikle söyleyebiliriz. Bu sükseyi önce sosyal mecradaki paylaşım hızından ve hemen artış gösteren satışlardan anlayabiliyoruz. Marka ve insanlar arasında hızlı bir şekilde duygusal bağ kuran bir iletişim fikrinin kısa vadede satışları artırmadığı bir vakaya henüz hiç rastlamadım.

3- Reklamcılıkta başarıyı getiren faktörler nelerdir? İnsana değer katan, farkındalık yaratan reklamlar kesin başarı getirir diyebilir miyiz?

Markanızın insanlığa ve dünyaya, ürününüzün ötesinde nasıl bir değer kattığının farkında olmalısınız. Paradan üstün değerlere içten bir şekilde sahip çıkmanın para kazandırdığı artık bilinen bir gerçek.

Pampers “alt tarafı çocuk bezi satıyoruz. Annelere ve babalara çocuklarının gelişiminde yardımcı olmak bizim ne harcımıza?” diye düşünseydi, bugün olduğu yerde olabilir miydi? Pek sanmıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Yazılar