Bu hafta değerli reklamcılarımızdan biri olan, TV Programcısı, Reklam Yaratıcıları Derneği Kurucu Üyelerinden Ender Merter ile reklamcılık sektörüne girişini ve çok daha fazlasını konuştuğumuz keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Eski İstanbul’u sektörün başarılı isimlerinden dinlemeye ve iletişim yolculuğunda kahvelerimiz eşliğiyle maziye dalıp gitmeye devam ediyoruz. Keyifli okumalar!
Cennet Şahin
Halklailiskiler.co – İçerik Editörü
Merhaba Ender Bey, Halklailiskiler.co’ya hoş geldiniz.
Biraz eskiye dönmek ve Eski İstanbul’u sizden dinlemek istiyoruz. Cağaloğlu yokuşundaki kartpostallarla başlayan yolculuk, günümüze nasıl taşındı. Sizce iletişim sektöründe neler değişti?
İlk sorunuzda biraz eskiye dönmek demişsin inan hiç düşünmeden dönerim. 21.yy belki teknolojik ve dijital bir devrim oldu ama doğa çevre ve beslenme çok kötü bir evreye girdi.
Eski İstanbul da kalmadı ne tarihi ne kültürü ne de insanları yozlaşmış bir kültür artığı toplama insan kalabalığı, betonlaşma ve en son Marmara’yı da bitirdiler. Biraz olumsuz bir giriş yaptım ama gerçekler acıdır. Bu bilinçle belki yeni nesil uyanır artık…
Evet 70’lerin sonu 80’lerin başı akademi yıllarında Çağaloğlu yokuşu ya da Babı-ali şehrin merkezi aynı zamanda tüm gazetelerin ve basım evlerinin bulunduğu tarihi yarımada. Bende burada başladım fotoğraf çekerek kartpostallara görsel malzeme yaratıyordum, sonraları montaj, kalıp ve baskı aşamalarını öğrendim. Yani sektöre Çağaloğlu yokuşunu çıkarak geldim diyelim.
Sektörde değişim milenyum denilen 2000’li yıllarla başladı önce yapılanmalar, network evlilikleri ve malum dijital dünya devreye girdi.
Uzun yıllardır bu sektördesiniz. İletişim alanında reklamcı, reklamveren, TV programcılığı gibi birçok alanda başarı elde ettiniz. Bugüne kadar yaptığınız kampanyalarda, televizyon programcılığında en keyif aldığınız iş hangisiydi?
Sektörde 34 yılı geride bırakıyorum işin mutfağından başladığım için bunu severek ve yürekten yaptım bu süreçte. Zaten reklamcılık laf olsun diye yapılmaz. Yıllar içinde birçok ulusal ve uluslararası işler yaptık hepsini yeri ve değeri farklı tabii. Bunları da sektörde birçok ödülle taçlandırdık. 17 kitabım var, en son “Reklamcı Yazar” kitabımı İngilizce yayınladık ve kitabı ustam Haluk Mesci çevirdi. “AdmanAuthor” olarak, ilk bir türk reklamcısının yabancı dilde bir sektör kitabı oldu. TV sunucu ve yapımcılığı sürecim ise 2011’de başladı kesintisiz “Reklamarkası” 10 yıldır 500. Canlı yayınına ulaştı. Bu yıllarda her yaptığım işten keyif aldım. Ama ilk Türk grafik ve afiş sanatçısı İhap Hulusi Görey’in yeri bambaşkadır.
Sektörde gerek duruş şekliniz gerekse yaptığınız faaliyetlerle idol alabileceğimiz sayılı isimlerdensiniz. Birçok kitabınız aracılığıyla bilgi birikiminizi, tecrübelerinizi bizlere aktarıyorsunuz. Kitaplarınızı yazarken ilham kaynağınız ve üretme arzunuz nereden geliyor?
Bizim sektörde çalışanlar hep kitap yazmaz bendeki bu aşk Özdemir Asaf, Orhan Veli ve Sait Faik’ten kaynaklı. İyi bir arşivciyim, merak ederim, toplarım, kronolojik saklarım bunlar bana ilham verir ve besler.
Halklailiskiler.co okurları için eklemek istedikleriniz…
Bugün ülkemizde dünyadaki reklam networklerinin yüzde 95’i var. Türk reklamcılığı kreatif yönde gayet başarılı ülkemize bakarsak. Birçok uluslararası platformlarda başarılar yadsınamaz. Bazı konulardaki tutuculuk ve geleneksel yanımız bizi özgür bırakmasa da reklam sektörü STK’ları ve çalışmalarıyla kısaca her yönüyle değişime en açık sektör.
