Mülakat Kahvesi’nin konuğu Dijital Kalem Ajans Başkanı Özkan Özbey ile deneyimli isimlerle sektöre katılma hikayesini, inovatif bir değişim sağlayan iletişim sektörünü ve daha fazlasını ele aldık. Keyifli okumalar dileriz.
Cennet Şahin
Halklailiskiler.co – İçerik Editörü
1- Merhaba Özkan Bey, Mülakat Kahvesi’ne hoş geldiniz. Kısaca kendinizden ve Ajans Başkanı olduğunuz Dijital Kalem‘in hikayesinden bahseder misiniz?
Öncelikle hoşbulduk. Bu güzel buluşma için çok teşekkür ederim. Mesleğimize ve sektörümüze değer katan platformunuzda olmak büyük mutluluk.
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden 2003 yılında mezun oldum. İş hayatımın ilk yıllarında muhabirlik, editörlük ve yayın koordinatörlüğü görevlerini üstlendim. 2005 yılında askerlik hizmeti dolayısıyla iş hayatıma kısa bir ara verdim. Bosna-Hersek Türk Barış Gücü Görev Kuvveti Komutanlığı’ndaki askerlik hizmetimin ardından, A&B İletişim A.Ş.’ye girerek halkla ilişkiler sektörüne adım attım. A&B İletişim’de sektörün önde gelen isimlerinden çok ama çok şey öğrendim. Özellikle değerli Hocam ve büyüğüm Selma Serdaroğlu’nun hem iş hem de özel hayatıma dair katkılarını buradan ifade etmek isterim. Ayrıca şu anda İstanbul Üniversitesi’nde ders veren sevgili dostum-abim Fatih Özkoyuncu’dan da çok şey öğrendiğimi belirtmeyi görev bilirim.
Devam etmem gerekirse… 2010 yılında, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimini tamamladım. “Basın ve Halkla İlişkiler: İşbirliksel Süreçte Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı tezinde ortaya koyduğum sonuçlar, hem konuk olduğu eğitimlerde hem de kurum içi ve müşteri eğitimlerinde katılımcılara önemli bir kaynak niteliği taşıdı. Ayrıca İstanbul Kültür Üniversitesi’nde iletişim alanında dersler verdim. Halen İstanbul ve yurt dışında çeşitli üniversitelerin derslerine konuk hoca olarak katılarak tecrübelerimi aktarmaya çalışıyorum.
Kurumların iletişim hedefleri ile ürün ve hizmetlerini öne çıkaracak stratejileri destekleyen medyayla ilişkilerini yönettim. Etkinlik ve proje yönetimi, basın iletişimi, online iletişim yönetimi, pazarlama iletişimi, kurumsal kimlik çalışmaları, kriz yönetimi, kurum içi iletişim çalışmaları, kurumsal sosyal sorumluluk yönetimi alanlarında deneyim kazandım. Ayrıca, ekonomik-siyasi konjonktürün takibi, dijital pazarlama ve sosyal medya yönetimi alanlarında uzmanlık edindim. 2012 yılının Nisan ayında A&B’den ayrılarak, aynı yılın Eylül ayında ortağım ve değerli dostum Kağan Demirgil ile birlikte Ajans Dijital Kalem’in kurucuları arasında yer aldım.
İyi derecede İngilizce ve Flemenkçe, temel düzeyde Almanca ve Rusça bilgisine sahibim. Siyasal iletişim, fizik, uzay bilimleri, tarih, ekonomi, sosyoloji ve sinema hayatıma renk katan ilgi alanlarımdan birkaçı.
Ajans Dijital Kalem’e gelince… 2012 yılında kurulan Ajans Dijital Kalem; PR, dijital PR, dijital pazarlama, geleneksel pazarlama, marka danışmanlığı, kişiye özel PR, medya ilişkileri, içerik yönetimi, yayıncılık tasarımı ve etkinlik yönetimi alanlarında hizmet veriyor.
Müşterilerimizin beklenti ve ihtiyaçlarına en iyi çözümü sunmayı, hedefe yönelik somut iletişimin hayat bulduğu tüm alanlarda hizmet vermeyi ve etkin iletişim çözümleri geliştirmeyi hedefleyen bir ajansız. Faaliyetlerimizi İstanbul’daki ofisimizden yönetiyoruz. Ajans Dijital Kalem’in İstanbul’daki merkez ofisine bağlı İzmir ofisi ise 2016’da İzmirlilere hizmet sunmaya başladı. Ayrıca Ajans Dijital Kalem, medya satın alma ve planlama süreçlerinin yönetiminin yanı sıra faaliyet raporlarının hazırlanması ve prodüksiyon çözümleri alanlarında da müşterilerinin ihtiyaçlarına çözümler sunuyor.
2- Bugün yaşadığımız çağda trendleri takip etmek ve global alanda iş sürdürmek oldukça önemli. Siz Dijital Kalem olarak, global alana ne kadar hakimsiniz ve ajans olarak kendinizi nerede görüyorsunuz? Şu an hali hazırda bu konu ile ilgili yürüttüğünüz güncel çalışmalarınız var mı?
Aslında şu şekilde ifade etmem daha doğru olacak. Benim Hollanda, ortağım Kağan Demirgil’in ise Almanya geçmişi dolayısıyla global alanla olan ilişkimiz küçük yaşlara dayanıyor. Elbette kendi ülkemiz ve kültürümüz bizler için her zaman baştacı. Ancak global anlamda tüm değerleri de taşıyan bir yapıya sahibiz. Yeni dönem tabiri ile dünya vatandaşıyız diyebilirim. Ajansımızda görev yapan tüm ekip arkadaşlarımızın da bu vizyona sahip bireyler olmasına özen gösteriyoruz. Hem mesleğimizin mevcut kimyası hem de dünyadaki işleyiş bu anlayışa sahip bireylere ihtiyaç duyuyor.
Ajans olarak kendinizi nerede görüyorsunuz sorusu için teşekkür ederim. Ajans olarak ilk amacımız elbette müşterilerimizin beklenti ve ihtiyaçlarına doğru çözümleri sunmak. Müşteri memnuniyeti bizler için önemli bir değer. Tüm bunları yaparken sektör için insan kaynağı yetiştirmek gibi bir misyonumuz olduğunu da söyleyebiliriz. Ünlü Alman filozof ve teolog Bert Herlinger’in de ifade ettiği üzere, toplumların gelişimi için üst jenerasyonun alt jenerasyonlara ne sunduğu önemli. Hem sektörün hem de ülkemizin gelişimi için bizlere önemli görevler düşüyor. Ajans olarak sektöre hizmet sunacak ve kaliesini artıracak isimler kazandırmak için de elimizde geleni yapıyoruz.
3- Sizin de bildiğiniz üzere, tüm alanlarda olduğu gibi bünyesine insanı ve teknolojiyi alan bu dev iletişim sektörü her gün ve her dönemde değişen ve gelişen bir sektör olmaya devam ediyor. Siz bu değişime ne kadar ayak uydurabiliyorsunuz. Bu inovatif değişimi nasıl ve ne kadar bünyenizde sağlayabiliyorsunuz?
Evet, özellikle son 20 yıldır tüm alanları etkileyen, son 10 yıldır ise artık hayatımızın merkezine oturan bir değişim söz konusu. Bu değişim ve dönüşüm sektörümüzü de etkiliyor. Bu değişimden kaçmak olanaksız. Bu değişime ayak uydurmak ise artık bir gerekliliğin ötesinde zorunluluk.
Belki garip gelecek ancak siz ayak uydurmak istemeseniz de, sizi fark ettirmeden dönüştüren bir dönemden geçiyoruz. Bir sel, tsunami gibi teknoloji. Siz istemeseniz de size alıp sürüklüyor, onun bir parçası haline geliyorsunuz.
4- Sektörümüz içerisindeki alanlarda hakimiyetinizi sürdürürken başardığınızı ve çözüm odaklı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Çözüm odaklı bir birey olduğumu söyleyebilirim. Özellikle matematik, felsefe gibi temel kavramlara olan merakım dolayısıyla bunu rahatlıkla belirtebiliyorum. Bildiğiniz üzere matematik kelimesinin kökü Yunancada matesis kelimesidir. Ve “ben bilirim” anlamına gelmektedir. Çözüm odaklı olmak için de bilmek gerektiğine inanıyorum. Yaşım ve edindiğim tecrübeleri baz aldığımızda, mesleğimde çözüm odaklıyım diyebileceğim düzeyde bir bilgiye sahip olduğumu söyleyebilirim.
5- Çalıştığınız markalarınızla beraber hem geleneksel iletişimi hem de dijital iletişimi bir arada nasıl entegre ediyorsunuz? İki alanın birbiriyle iç içe olmasını nasıl değerlendirirsiniz?
İletişimin geldiği noktada artık müşteri beklentileri çok farklı bir noktada. Bu yalnızca bizim sektörümüz için değil birçok sektör için aynı şekilde. İnsan olarak dünya üzerinde diğer
türlerden üstün olduğumuz ve sıradan bir tür haline gelmediğimiz sürece, geleneksel alanda iletişimin her daim süreceğine inanıyorum. Doğamız değişmediği ve değiştirilmediği sürece…
Diğer yandan dijital gerçeklik artık hayatımızın bir parçası. Bu alan da her daim hayatımızda olacak. Belki farklılaşacak. Çünkü geleceği öngörmek artık eskisinden çok ama çok zor. Belki şu anda kullandığımız dijital araçlar gelecekte ilkel olarak anılacak. Ancak dijitalleşme ve dijital iletişim bir şekilde hayatımızda olacak.
Bu bilinçle tüm iletişim çalışmalarımızı tasarlarken insanın var olduğu, vakit geçirdiği tüm alanları, diğer bir deyişle hem geleneksel hem de dijital alanı göz önünde bulunduruyoruz. İki alanın iç içe kullanılması artık mesleğimizin bir gerçekliği. İletişim çalışmalarımızı kurgularken hangi alandan hangi araçları, yöntemleri kullanabilirize bakıyor ve iletişimi iki alanı birbirine entegre ederek tasarlıyoruz.
6- Sektörümüzdeki genç meslektaşlarınıza ve iletişim öğrencilerine önerileriniz ve söylemek istedikleriniz…
Belki 40’lı yaşların klasik bir söylemi gibi gelebilir ancak öncelikle insan olmanın bize yüklediği değerlere sahip çıkmalarını rica ediyorum. Çünkü tüm yaptıklarımız, işlerimiz, çabalarımız insanın ve toplumların mutluluğuna dair. Bu mutluluk da kollektif bir bilinçle mümkün. Ne kadar çok insan, bizi diğer türlerden farklı kılan değerlere sahip çıkarsa, her anlamda daha çok mutlu olacağımıza inanıyorum.
Bu belirttiğim olguyu hayatımızın merkezine koyduğumuz sürece, hem sektörel hem de bireysel anlamda tatminin her daim üst noktada olacağı kanaatindeyim.
İletişim fakültesi öğrencilerine, sevgili kardeşlerime bir minik tavsiye sunmam gerekirse, bu tavsiyem, lütfen kendilerini geliştirmek için üniversite yıllarını çok iyi kullanmaları şeklinde olacak. Bu güzel yılları daha dolu dolu ve kendilerini geliştirecek, eksiklerini kapatacak şekilde değerlendirmelerini rica ediyorum.