Çok kısa bir zamanda hayatımızın içine yerleşen ve vazgeçilmez bir sosyal medya aracı olan Clubhouse bir çığ gibi büyümeye devam ediyor. Clubhouse’un hızla yükselmesiyle, her gündemi anında yakalayan iletişim sektörü, “Bu işin içerisinde biz de varız.” Dedi. Sektörümüz içerisinde yer alan deneyimli iletişimciler, her akşam konuklar ile bir araya gelerek genç iletişimcilerle beraber eğlenceli ve bir o kadar öğretici sohbetler başlattı. Artık, “Bu akşam ne konuşulacak acaba?” sorusuyla uygulamadan vazgeçemez bir hale geldik. Clubhouse’un hayatımıza girişiyle, evlerimizde bizleri her akşam yalnız bırakmayan, “Clubhouse Influencer’larına” bu uygulama ile pazarlama stratejilerinde neler değişecek, markalar uygulamaya nasıl dahil olacak diye sorduk. Hakan Akben, Özgür Alaz ve Cüneyt Devrim’e çok teşekkürler.
Öykü Deniz Çam
Halklailiskiler.co – Yayın Yönetmeni
Hakan Akben – Pazarlama Danışmanı
Clubhouse, fikirlerin ve insanların görsel anlatıdan sıyrılmış olarak buluşabileceği ender platformdan biri gibi görünüyor. Hepimiz yeniyiz. Anlamaya çalışıyoruz. Sanki buranın Influencer’ları güzel konuşanlar değil, güzel konuşturanlar olacak.Konuşturmak, içerik pazarlamasında yeni bir beceri seti olarak karşımıza çıkıyor.
Markalar Clubhouse’a ilgili fakat, buradan alabilecekleri fayda konusunda net değiller. Her marka burada olmalı mı emin değilim. Çünkü burada etki oluşturabilmek için güçlü bir içeriğiniz olmalı. Bu yüzden markalar tematik ve periyodik yayınlar yapan moderatörlerle sıkı diyalog içinde olmalı.Özgün ve otantik içerik üretebilen değerleri keşfetmeli, desteklemeli. Android kullanıcılarının da yakında platforma dahil olmasıyla buraların daha da bir şenleneceğini düşünüyorum.
Bu arada bizim yayınlara da bekleriz. Detaylar sayfamızda mevcut. clubhouse101.net
Özgür Alaz – Useful Kurucu
Clubhouse’da “İnsanlar, dijital yayın platformlarından ne bekliyor?”, “Üniversitelerin geleceğini tartışıyoruz” gibi binlerce kişinin katıldığı, onlarca kişinin fikir beyan ettiği, bir acısını veya ihtiyacını söylediği gruplar var. Şimdi, bir üniversite veya bir yayın platformu olduğunuzu düşünün, bundan, insanlardan öğrenmenin, insanları dinlemenin bundan daha güzel yöntemi olabilir mi? Clubhouse’ta markalar için ilk fırsat, dinleyici olmak, dört kulakları açık dinlemek ve öğrenmektir.
İkinci olarak, etkinlik dünyası, büyük oranda clubhouse’dan etkileniyor. Bugün Elon Musk, açıklamalarını Clubhouse’dan yapıyor, yarın Türk CEO’lar da bunu yapacak. Her akşam 101 ismiyle Clubhouse’da bir program yapıyoruz. Konuşmacıları alıp bir konferans düzenlesen, ülkedeki popüler konferanslardan, zirvelerden eksik kalmayacak bir genişliğe sahip oluyor.
Son olarak, her marka, bir marka olmanın ötesinde, insanların hayatlarında bir ihtiyacın, bir dünyanın, bir görüşün bir parçası. Markalar, kendi üzerine değil de, üzerine kurulu olduğu ihtiyaç, dünya ve görüş üzerine muazzam topluluklar geliştirebilecekleri, insanları parlatabilecekleri, insanların birbirlerinden öğrenebilecekleri projelere imza atabilirler.
Clubhouse’un potansiyelini görmenin henüz çok başındayız. Ben de, yeni ve yaratıcı uygulamaları görmek için sabırsızlanıyorum.
Cüneyt Devrim – Havas İstanbul CEO
Son bir ay içerisinde reklamcılar ve markalar arasında da en çok konuşulan başlık tartışılmaz olarak Clubhouse. Uzun yıllardır sosyal medya platformu olarak bu kadar heyecan yaratması haliyle burayı nasıl iyi bir iletişim platformu olarak kullanırız sorusunu da iletişimcilerin kafasında fazlasıyla dolaştırdı.
İlk haftalarında göre şu anda ivmesinin yavaşladığını görsek de bence platform hala doğru ve yaratıcı kullanımlarını arıyor. Biz genelde her yeni platformu, daha önceki platformdaki bildiğimiz formatlarla değerlendirmeye ve kullanmaya çalışırız. Ama bir süre sonra kendi mecrasına uygun kullanımlar oturmaya başlar. Bence önümüzdeki 2-3 ay içerisinde bunların nasıl geliştiğini göreceğiz, şu anda ilk patlamadan sonra kendini bulma platosunda olduğunu hissediyorum, eğer doğru kullanımlarını üretirse başka yerlere doğru gidecektir.
Markalar açısından bakarsak da, kullanıcıların bu kadar rafine ve konsantre zaman geçirdiği bir alanda, bildiğimiz sundu-sunar kullanımları yapmaktan, özgün içerik temelli deneysel işleri hayata geçirmelerini öneriyorum. Şu anda yatırım maliyetleri de oldukça düşükken bu denemeleri yapmamak bir hata olur. Başarısız bile olsanız çok şey öğreteceğine eminim.