Çalışma ortamlarımızdan uzak kaldığımız bu günlerde Mülakat Kahvesi’nin yeni sohbetini AKare İletişim Ajans Başkanı Aykun Murat Alan ile dijital olarak gerçekleştirdik. AKare İletişim özellikle Bireysel İletişim (Private PR) konusunda yaptığı çalışmalarla uzun zamandır iletişimde olduğumuz bir ajans. Ajansın kurucusu Aykun Murat Alan ile gerçekleştirdiğimiz bu sohbeti keyifle ve sağlıkla okumanızı diliyorum.
Bilal Boğa
Halklailiskiler.co – Yayın Yönetmeni
AKare İletişim Yönetimi, ulusal ve çok uluslu birçok markanın yanı sıra Bireysel İletişim Danışmanlığı hizmeti kapsamında, kendi alanında topluma mâl olmuş ya da iletişimi etkin bir şekilde yönetme eğilimindeki farkı sektörlerden bireylerin tüm stratejik iletişim yönetimi sürecini üstleniyor. Ajans; sağlık, hukuk, mimari ve pazarlama alanlarında faaliyet gösteren bireylere, stratejik medya ilişkileri yönetimi, pazarlama iletişimi yönetimi, içerik üretimi tabanlı sosyal medya yönetimi ve dijital pazarlama iletişimi yönetimi alanlarında danışmanlık veriyor.
Private PR ile Marka İletişimi arasında ne gibi farklılıklar var? Bu noktada Private PR’ı kurum iletişiminden ayıran noktalar neler oluyor?
Bizim bireysel iletişim yönetimi olarak adlandırdığımız ve globalde “Private PR” olarak tarif edilen iletişim disiplini; en temel hatlarıyla, iletişimi etkin bir şekilde yönetme eğilimi gösteren ve kendi alanında marka olmak isteyen profesyonellerin, hedef kitlesine ulaşabileceği stratejik iletişim ve pazarlama iletişimi yönetimi süreçlerini kapsıyor.
Marka iletişimi ya da kurumsal iletişim ise; bir kurumun ya da bir markanın kurumsal değerleri, iletişim stratejileri ve pazarlama hedefleri ile bütünlük gösterecek şekilde, markanın tüm paydaşlarına ulaşmasını sağlayan iletişim yöntemleri olarak adlandırılabilir.
Bireysel iletişimi, marka iletişiminden ayıran en temel unsur, hiç kuşkusuz aradaki karar verici kişi sayısının azlığı nedeni ile marka ve kurumsal iletişim çalışmalarına göre çok daha hızlı ilerleyen, çok daha yoğun bir şekilde icra edilen, çok daha kolay evrilebilen, geliştirilebilen ve tamamen iş ortağı ve ajans arasındaki birebir diyalog tandanslı ilerleyen, bununla beraber marka iletişimine göre çok daha samimi bir şekilde yönetilen bir iletişim disiplini olarak adlandırmak mümkün.
Özetlemek gerekirse, Private PR bir şahısa, Marka İletişimi ise kuruma özgü çalışmalar olduğundan tüm süreçleri farklılaşır. Elbette hepsinin temelinde yatan şey aynı; doğru bir strateji, doğu bir iletişim dili ve doğru bir planlama.
Ülkemizde gerçekleştirilen Private PR iletişimini, dünya ile kıyasladığınızda görüşleriniz neler olur?
İletişim, dünyanın her yerinde ve her endüstride ihtiyaç duyulan, bütünleşik bir disiplin. Bu anlamda kurumlar kadar, bireyler de paydaşları nezdinde “ben de buradayım” diyebilmek ve pazarlama hedeflerine ulaşabilmek için iletişime ihtiyaç duyuyorlar. İletişimde hiçbir zaman dün olmadığı gibi, “bundan daha iyisi olamaz” gibi bir söylemi de doğru bulmuyoruz. Çünkü dünya her geçen gün değişiyor ve bu değişime, iletişim profesyonellerinin kolay entegre olması gerekiyor.
Ülkemiz; her alanda olduğu gibi, iletişim, pazarlama ve reklam alanında da dünya ile yarışır konumda. Global pazarda gerçekleştirilen bireysel iletişim çalışmalarına baktığımızda, endüstrilere göre uzmanlık sahibi olan birçok ajans bulunuyor ve ajanslar, yalnızca know-how sahibi olduğu sektörlere hizmet vererek, kendilerini segmente ediyor ve farklılaştırıyor. Ben bu modeli çok doğru bulsam da, Türkiye pazarındaki müşteri taleplerine baktığımızda, müşterilerin yalnızca çok küçük bir yüzdesi, bu segmentasyonu önemsiyor. Dolayısı ile ülkemizde, yalnızca belirli bir endüstriye hizmet veren ajans sayısı, dünyadaki diğer örneklerle kıyaslandığında yeterli düzeyde değil.
Beşeri dengelere göre bir yorum yapacak olursak, Türkiye’deki bireysel iletişimi, globale göre farklı kılan en önemli unsur, hiç kuşkusuz coğrafya insanımızın taşıdığı ve daha da önemlisi hemen her sürecinde aradığı o samimiyet duygusu. Müşterinin, ajansa kendisini kendisini her durumda rahat bir şekilde ifade edebilmesi, hem iletişim süreçlerinin başarısını doğrudan etkiliyor hem de iş ortaklığının çok uzun süre devam etmesini sağlıyor.
Global ve ulusal olarak beğendiğiniz ve başarılı bulduğunuz Private PR çalışmaları hangileridir? Bu çalışmalarda özellikle hangi konuda başarılı bir iletişim üretildiğini düşünüyorsunuz?
Elbette bireysel iletişim yönetimi sürecini beğendiğim isimler mevcut ancak burada ulusal ya da uluslararası arenada spesifik bir isim vermektense, bu işin alametifarikasından söz etmek gerekiyor. Bireylerin, paydaşları nezdinde iletişim süreçlerini yönetirken, muhakkak o bireyin faaliyetlerini sürdürdüğü coğrafyanın ulusal ve lokal dinamiklerini, gündemini ve değerlerini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Böylece bu işi yaparken, kitleleri doğru bir şekilde etkilemek ve başarılı olmak mümkün. Az önce saydığım kriterler göz önünde bulundurulmadığında ise, büyük krizler ve yönetilmesi güç süreçler yaşanması gayet olası.
Private PR her iletişim ajansının rahatlıkla yönetebileceği bir süreç midir?
Bireysel iletişim danışmanlığı; kendi içerisinde özel dinamikleri olan, sektörel deneyim ve uzmanlık gerektiren, bunun yanı sıra Türkiye’deki yasal regulasyon ve yönergelere hakimiyeti zorunlu kılan bir iletişim disiplini. Nasıl ki, ajanslar çeşitli endüstrilerde uzmanlaşıyor ve buna göre bir yapılanma içerisine gidiyorsa, bireysel iletişim danışmanlığı da aynı şekilde endüstriyel uzmanlık gerektiriyor.
“Rahatlık” vurgunuza değinecek olursak; yaptığımız iş maalesef hataya mahal vermeyecek kadar hassas. Bir marka ya da şahıs iletişimi süreci yönetirken yapılabilecek en ufak bir hata, iş ortağının paydaşları ile olan iletişimini ciddi anlamda zedeleyebiliyor. Dolayısı ile bu işi yaparken, kendimizi hiçbir zaman “rahat” hissettiğimizi söyleyemem.
Ancak, bu alanda elde edilecek deneyimler, bu işi yapan ajanslara çok önemli sektörel know-how ve pratik kazandırıyor. Dolayısı ile ajanslar da edindikleri bu deneyimi, mevcut süreçlerinde tereddütsüz uygulayabiliyorlar.
Son olarak Private PR konusunda Halklailiskiler.co okuyucularına neler önerirsiniz?
Bu soruyu, bireysel iletişim danışmanlığının biraz dışına çıkarak, sektöre girmeye aday genç iletişimci arkadaşlarımı hedef alarak, genel olarak bir iletişim danışmanına önerilerde bulunarak yanıtlayabilirim. İlerleyen süreçte sektöre adım atmayı kendisine hedef olarak belirleyen genç iletişimci arkadaşlarım, her zaman kendilerini geliştirmeye, çok okumaya, çok araştırmaya, bunun yanı sıra ulusal ve globalde geleneksel ve dijital gündemi yakından takip etmeye ve fikir sahibi olmaya özen göstersinler. Çünkü gündemi doğru yönetebilmek, iletişimin olmazsa olmazlarındandır.
Bu röportaj için halklailiskiler.co ekibine teşekkür eder, sektör gelişimi ve yeni vizyonlar için çok değerli bulduğum yayınlarınızın artarak devamını temenni ederim.